2024 Yılını Değerlendirmeye Hazır Mısın?
2024 berbat bir yıldı, hayır müthiş bir yıldı, hayır şöyle böyle bir yıldı...
Merhaba meraklı insan,
2024 yılını tek kelime ile anlatsan hangi kelimeyi seçerdin? Zor bir soru dimi? Umarım aşağıdaki değerlendirme ile buna bir yanıtı birlikte bulabiliriz.
Senin geçmiş yıl değerlendirmesi ya da yeni yıl hedefleri için belirlediğin bir yöntem varsa benimle paylaşabilirsen çok sevinirim.
Merakla
Çağrı
meraklı soru
2024 yılındaki en iyi 3 an nelerdi? Bu yıl neler seni aşırı mutlu etti, heyecanlandırdı?
Bunları 2025 yılında daha fazla yapmak için şimdiden planlama yapmaya ne dersin?
2024 Yılını Değerlendirmeye Hazır Mısın?
2021 yılından beri yaptığım “geçmiş yılı değerlendirme” vakti! :) Bu yılı değerlendirmekten biraz kaçıyorum. Burada biz bizeyiz. Sözü dolaştırmaya gerek yok. 2024 yılına bakmaktan kaçıyorum çünkü kötü şeyler göreceğimi, bu yılın hiç bir gününün aslında iyi olmadığını düşünüyorum. Berbat bir yıldı… Ancak öyle mi? Gerçekten her gün mü? Hımm… Zihnin zaman algısı 1 yıl ile 1 haftayı pek ayıramıyor gibi. Bize yakın olan tarihten yola çıkarak hatırlıyor. Bu durum da son dönemde kötü hissediyorsak tüm yılın da kötü olduğunu düşünmemize neden oluyor. Yani son dönem kendini kötü hissediyorsan tüm yıl, tüm aylar kötüydü gibi. Ancak yıllık değerlendirmelerin en sevdiğim yönü, tüm yılı daha objektif bir şekilde görebilmek. Tüm yılı gördüğünde aslında ne kadar harika şeyler yaptığını fark edebilmek. Bu his harika!
Bu hafta 2024 üzerine düşündükten sonra haftaya 2025 yılı hedeflerini konuşacağız.
Tim Ferris’in “Geçmiş Yıl Değerlendirmesi” (Past Year Review) yöntemini kullanacağız. Bu konuda bir podcast bölümüm de var (aşağıda bulabilirsiniz). Bu yöntem geçirdiğimiz yılı değerlendirmeyi, kendimize yeni gözlerle bakmayı ve neleri çok daha fazla yapmayı istediğimizi fark etmemizi sağlıyor. Oldukça basit bir yöntem ve 5 adımdan oluşuyor. Yaklaşık olarak 30 ile 60 dakika arası sürüyor.
1- Bir not defteri alın ve iki sütun oluşturun: POZİTİF ve NEGATİF.
Güzel bir a4 sayfasını ya da bir defter sayfasını tam ortadan ikiye böl. Sol üste pozitif, sağ üste negatif yaz. Bunu her ay için bir sayfa olarak da yapabilirsin. Doldururken daha fazla alan olması sana iyi gelebilir. Tek sayfaya da sığdırmaya çalışabiliriz.
2- Her haftaya bakarak, geçen yılki takviminizi gözden geçirin.
Ben haftalık olarak yaptığım podcastlere, toplantılara, gittiğim tiyatro, görüşme, etkinlik, spor gibi her şeyi takvime yazmaya çalışıyorum. Bu sayede hepsini gözden geçiriyorum. Instagram’daki arşiv özelliğini kullanmak da harika. O gün neler paylaşmıştın? Hikayende kimlerle birlikteydin. Geçmişe güzel bir bakış. Paylaştıklarımıza bakarak geçen yıl neler yapmışız görebiliyoruz. Takvim çok iş odaklı ise Instagram’ın bu özelliğini de kullanabilirsin.
Örneğin, ben sorsanız her hafta düzenli olarak podcast yayınladığımı düşünüyorum. Ancak takvime bakınca bazı haftalar yayınlamadığımı fark ettim. Bazı haftalar ise 3 bölüm yayınlamışım.
Bu durum literatürde “Geri dönüş hatası” olarak geçiyor. Geriye dönüp baktığımızda bazı şeyleri yaptığımızı sanabiliyoruz. Oysa notlarla bakınca durumun öyle olmadığını görebiliyoruz.
3- Haftaları değerlendir
Her hafta için, o ay için en yüksek olumlu veya olumsuz duyguları tetikleyen kişileri, etkinlikleri veya durumlar kağıda not edin. Bunları ilgili sütunlara yerleştirin.
Örneğin ocak ayının ilk haftasında “her hafta kitap okuyacaktım ama okuyamamışım.” Bunu olumsuz olarak alıp o haftanın olumsuz köşesine yazalım.
Ya da bir toplantı yapmışız ve o toplantı bize istemediğimiz şeyler hissettirmiş. Bunu not etmek ve o toplantıyı kimlerle yaptığımızı not etmek iyi gelecektir. Ya da harika geçtiyse yeni insanlarla tanıştıysak bunu yazmak da harika olur.
4- Geçen yıla ay ay bakın
Takvimine bak ve her ayı düşün bak. O ay sana etki eden, seni geliştiren, iyi gelen neler olmuş? bunları yıldız 🌟 ile işaretleyin. Bunları 2025 yılında daha da fazla yapmak isteyebilirsin. Hatta yapmalısın da! :)
Neler sana iyi gelmemiş, seni olumsuz ve kötü etkilemiş, desteğe ihtiyacın olmuş, ertelemişsin ve yapamamışsın… Bunları da X ile işaretle, 2024 yılında bunlar daha az yapmak isteyeceksiniz.
Aylık olarak bakarken temel motivasyonumuz ve sorumuz:
Bunlardan hangilerini 2025 yılında daha fazla yapmak bana iyi gelecek?
5- Cevaplara dayanarak, “olumlu” liderlerinizi alın ve yeni yılda daha fazlasını planlayın.
Hafta hafta, ay ay sana nelerin iyi geldiğini, neleri yaparken mutlu hissettiğini, tutku duyduğunu fark edeceksin. Zaten bildiğin şeyler olacak ama bazıları da fark etmediğin ve göz ardı ettiğin şeyler olabilir. Örneğin birisi ile tanışıp sohbet etmek ya da kısa bir seyahat etmen… Onları şimdiden 2025 takvimine al!
Arkadaşlarınla 2025 yılı için şimdiden iyi geldiğini ve sana iyi hissettirdiğini bildiğin etkinlikler/ oyunlar/ tiyatrolar/ festivaller/ tatiller/ seyahatler/ topluluk buluşmaları/ abonelikler için planlar yapabilir, rezervasyon yaptırabilir ve hatta ve ön ödeme yaparak yer ayırtabilirsin…
Unutma ki bir şeyler takvime girene kadar gerçek değildir. Bu birinci adımdı.
Yapılmaması Gerekenler Listesi
İkinci adım ise “olumsuz/negatif” liderlerine bakmak. Defterinde ya da kullandığın not uygulamasında bir önemli liste hazırlayacağız.
Bu listenin adı: “Yapılmaması Gerekenler Listesi”
Bu listeyi 2025 yılının ilk ayında her gün göz atabileceğin şekilde oluşturmalısın. Bunlara bakmak bu yıl neler istemediğini, sana neyin iyi gelmediğini fark etmeni sağlayacak ve iyi hissettirecektir. Bunları yeniden yapmak, yapmayı düşünmek bile iyi olma halini bozabilir, mutsuz edebilir. Bu yüzden onları zorunluluk, suçluluk, FOMO veya diğer saçmalıklardan dolayı takviminize koymayın. Hayır diyin. Yapmayın.
Kendinize iyi gelmeyen şeyleri yapmamayı bilinçli bir şekilde seçmeye başlamak bu yılın en büyük hediyesi olabilir.
Denemek için hazır mısın?
🎙 Geçmiş Yıl Değerlendirmesi
2022 yılına girerken hazırladığım bölümü hatırlatmak istedim. Yukarıdaki yazıdaki metodu uyguladığım bir bölüm. 5 adımda geçmiş yılı değerlendirmek, bir sonraki yılda neleri daha çok yapmak istediğimizi görmemizi de sağlıyor.
2022 yılının geçmiş yıl değerlendirmesine bakmak bile iyi geldi. Yapmak istemediğim şeylerin ne kadar azaldığını ve yapmak istediğim şeylerin ne kadar artığını görüyorum.
Dinlemek için: Spotify, Poddy Apple, Google, YouTube
Merak Listem

Bir kişinin finansal başarısını belirleyen en önemli etken nedir? Hımm yanıtı biraz zor. Duygusal zeka desem? 1000’in üzerinde çocukla 40 yıllık yapılan araştırmanın sonuçları böyle diyor. Psikolog Daniel Goleman bunu şöyle ifade etmiş: "Buldukları şey, 30'lu yaşlarda finansal başarının en güçlü belirleyicisinin bilişsel kontrol olduğuydu; bu IQ'dan ve büyüdükleri ailenin zenginliğinden daha güçlüydü. Yani hayatınızda ne kadar başarılı olduğunuz, bilişsel kontrol seviyelerinize bağlıdır." Yani çocuklarda EQ’yu geliştirecek her şey onların ileride finansal olarak da başarılı olmasını sağlıyor. Ee zaten duygularıyla hareket eden, kendisini mantıklı sanan varlıklar değil miyiz?
Utanç taraf değiştirmeli! Gisèle Pelicot bu cümlesi ile Fransa basına kapalı gerçekleşecek davasının seyrini değiştirdi ve herkese aslında utanması gereken, insanların yüzüne bakamayacak halde olması gerekenlerin suçluları olduğunu gösterdi. Davası ve davayı okuması çok zor. 72 yaşında 3 çocuk annesi Gisele’in eşi Gisele’i uyuşturup 50’den fazla erkeğin ona tecavüz etmesini sağlıyor ve bunları videolara çekiyor. Bu kişiler günlük hayatlarında sabıkasız sıradan insanlar. Gisele pek çok kez cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanıyor ama doktoru da kimse de şüphe etmiyor. Uyuşturulduğu için hiçbir şeyi de hatırlamıyor. Kasabadaki herkesin bildiği olay ise eşinin birisinin etek altından fotoğrafını çekmeye çalışırken bir polis memurunun telefonuna ve bilgisayarına da bakılması gerektiğini düşünmesi ile ortaya çıkıyor. Gisele “Utanç taraf değiştirmeli” diyerek 2024 yılında utancı yaşaması gerekenlere geri verdi. Hikayesini ve olayı okumak isterseniz Menekşe Tokyay’ın Gazete Duvar’da yazısına bakabilir ya da Aposto’daki detaylı yazıya okuyabilirsin.
Yılın kelimesi Türkçe ne olsun? Diye sormuştum ya kimse umursamamıştı. Neyse konu o değil ama şimdiden 2025 yılının kelimesine bir aday var. Yazar Arda Erel, Twitter’da şöyle yazdı: “2025’in kelimesini söylüyorum: istikrar. İstikrarlı bir ilişki, istikrarlı bir dostluk, istikrarlı bir para. İstikrarsız hiçbir şeye yokum, yokuz.” Ben bu kelimeyi sevdim.
Aytuğ Akdoğan “En kötüsü de ne biliyor musun? merak duygumu kaybettim.” diyerek yaşadığı durumu anlattığı bir kesiti yeniden paylaştı. Tam da duygularıma tercüman… “Ben niye hala otel odası gibiyim? Yediğim her şeyi plastik kaplarda yiyorum…”
Ali Abdaal 2025 yılı 6 alışkanlık önerdiği videosunu paylaştı. Bunlar: yıllık hedefler kavramını göz ardı etmek, haftalık incelemeler, sabah manifestosu, odak günlükleri, sabit sosyal etkinlikler (pazar brunch’ı, tiyatroya gitmek, kahve sohbetlri vs.) ve multitasking yani çoklu görevleri yapmamak. Bunlar arasında ilgimi “Odak Günlükleri/Odak Kayıtları (focus logs)” çekti. Odağımızı artırmak için ihtiyacımız olan süreyi kaydetmek, bununu da günlük olarak göz atıp süreyi ona göre belirlemek. Artırmaya çalışma amacını sevdim. Bir de haftalık aynı yerde olacak etkinlik fikrini de çok sevdim.
Sabah 5’te kalkmak insanı nasıl etkiliyor? Bu soruya yanıt için arada başkalarının yaptıklarına da bakıyorum. Jess James West, bunu denediği 30 günü paylaştı. ilk hafta ile son hafta arasındaki farkını görmek bile etkiyi anlamak için iyi geliyor. Bu ara uyku düzenim bozuldu ama yeniden sabah 5 kulübü’ne devam etmek istiyorum. Belki ben de vlog ile bu anları kaydedebilirim.
Bulaşıcısın. Birisi bunu söylese ne düşünürsün? Davranış bilimci Vanessa Van Edwards duyguların bulaşıcılığı üzerine ilginç bir araştırmayı TEDx sahnesinde paylaşıyor. (Stony Brook Universitesi) Koşu bandında koşanların terleri alınıyor bir de paraşütle ilk kez atlayanların terleri alınıyor. Gönüllülerden bunların ne olduğunu bilmeden koklamaları isteniyor. Paraşütle atlayanların terlerini koklayanların beyinlerinde (fMRI ile izleniyor) korku bölgesi aktive oluyor. Koşu bandındaki ter ise böyle bir şeye neden olmuyor. Yani korkuyu terimizle çevremize yayıyoruz. Pek çok duyguyu da … Çevremizi iyi seçmek gerçekten önemli.
🎙Alerji Yaratan İnsanlar
Bazı insanlar, bize farkında olmadığımız alerjiler yaratıyor. Onlarla görüşme düşüncesi bile başımıza ağrılar sokuyor. Bazen bu kişi uzun süredir sevgilimiz olan kişi de olabilir. Bir anda alerjimiz çıkıyor. Peki bu alerjiler bize bir şeyler söylüyorsa, bu alerjileri en başında insanları tanımak için kullanabilir miyiz? Gelin bu bölümde insanları tanımak için kullandığım basit alerjileri ve ben de alerji yaratanları konuşalım.
Kahven hazırsa, buraya tıkla ve Poddy’de bölümü dinlemeye başlayalım.
Ya da Youtube’tan video olarak da izleyebilirsin.
🎭 Ne İzledim?
Zeki Enes Akkan’ın yazdığı, Emre Bahadır Çırakoğlu’nun yönettiği, başrollerini Melis İşiten ve Şahin Irmak’ın paylaştığı Seni Seviyorum İyi Ki Ayrılmışız oyununu Akatlar Kültür Merkezi’nde izledim. Oyun yıllar önce boşanmış bir çiften Sami yıllar sonra yeniden evlenmenin arifesinde, düğün organizasyon firması ile görüşmek üzere düğün salonuna gider ve karşısına yıllar önce ayrıldığı eşi Leyla çıkar. Leyla ile yeni düğün hazırlıklarından konuşurken geçmişin kapıları açılır ve çiftimiz geçmişi ve geleceği düşünürken biz de neler olacağını izleriz. Oyun seyirciden her esprisinde reaksiyon aldı. İyi bir oyunculuk ve ortam güzel olunca keyifli vakit geçirmeyi sağlıyor.
📕 Ne Okudum?
Bu hafta Sebastian Barry’nin Kadim Tanrı’nın Zamanı kitabını hızla bitirdim. Kitap bir polisiye hikaye diyebiliriz. Emekli olmuş bir dedektifin kapısına geçmişte soruşturdukları bir rahibin yeniden tutuklanmak üzere olduğu ve bu konuda yardımına ihtiyaç duyulduğunu söyleyen polisler gelir. Dedektifimizin ise kafası karışıktır. Akıcı ve merak uyandırıcı bir kitap.
İkinci kitap ise Max Porter’ın kitabı Tüylü Bir Şey Şu Yas oldu. Kitabı almam ile kahvem soğumadan bitirmem bir oldu. Yas üzerine öyle güzel anlatıyor ki, kitabın içine girip yasın o yumuşak yüzüne gömülüp yaşamak isteği uyandırıyor.
Üçüncü kitap ise Pema Chödrön’ün Nasıl Yaşarsak Öyle Ölürüz kitabı oldu. Bu kitap budizmdeki ölüm bardoları üzerine. ölümü ve ölümden sonraki yaşamı anlamak için şu an neler yapabileceğimize odaklanıyor. Okurken güçlenmiş hissettim.
Meraklı düşünceler
“When you are not fed love on a silver spoon you learn to lick it off knives.”
“Gümüş kaşıkta sunulan sevgiyle beslenmediğinde, onu bıçaklardan yalamayı öğrenirsin!”
Lauren Eden
Sevgimizi vermeyi zaman geçtikçe daha çok hatırlatmalıyız kendimize. “Zaten biliyor” diyerek sevgi göstermediğimiz nice arkadaşlık, ilişki, ebeveyn-çocuk ilişkisinde bıçakları yalamaya çalışan birisini görüyoruz.
Merakla,
Çağrı
Sabah erken kalkma fikrini değerlendireceğim,
Yararlı bilgiler için teşekkürler