Nasılsın Meraklı insan?
Umarım haftan heyecanlı ve bol meraklı geçmiştir. Bu hafta hangi meraklarının peşinden koştun? Nelere daha fazla vakit ayırdın?
Bültende neler var?
Meraklı soru
✍️ 5 Dedikoducu Tipi
🎙 Parlayan Nesneler Sendromu
👀 Merak Listem
Ne izledim?
Ne okuyorum?
Podcast önerileri
Meraklı düşünceler
Merakla kalın,
Çağrı
meraklı soru
“Bu hafta seni en heyecanlandıran şey neydi? Bunu haftaya nasıl tekrarlayabilirsin?
Tıklayıp yanıtını tweet atarak paylaşmak ister misin?
5 Dedikoducu Tipi
Dedikodu hayatımızın bir parçası ve oldukça olağan doğal bir parçası değil mi? Dedikodu bizleri bir arada turan bir tutkal görevi görüyor. Bu nedenle çok fazla dedikodu yapıyoruz ve oldukça seviyoruz. Değil mi? Hem dedikodudan kime ne zarar gelmiş ki? Sonuçta zarar gelecek olsa dil ile bilikte insanlık kadar eski diye anlatılmazdı, öyle değil mi?
Kutsal kitaplara baktığımızda ise, dedikoducu, “söyleyen, fısıldayan, gizli iftira atan” olarak tanımlandığını görünce “Bir dakika burada bir yanlışlık olmalı!” derken kendimizi bulabiliriz. En azından ben öyle bulmadım ama bulan insanların olduğunu biliyorum. Dedikodu bizim kültürümüzde her ne kadar sevilse ve her sohbetin içerisinde var olduğunu görsek de kimse kendisini dedikoducu olarak ifade etmiyor. Hatta birisine dedikoducu dediğimizde alındığını, kızdığını, üzüldüğünü görebiliyoruz. Yani dedikodu yapsak da dedikodu yaptığımız bilinsin istemiyoruz. Oysa dedikodu tanımı oldukça basit: birisi hakkında kapalı kapılar ardından bir şey söylesek ve bunu açıkça ifade etmiyorsak bu dedikodudur.
Bültende dedikodu yapan ama bunu kabul etmeyen kişileri belli tiplere ayırmak istedim. Karşınızda 8 dedikoducu tip. Bunların pek çoğunu iş hayatında görüyorsunuz.
1- ‘Rahatlamam Gerekiyor’ Dedikoducusu
İçimizde bize yük olan şeyleri paylaşarak içimizden atmayı hangimiz sevmez ki? Birisine kızdığımızda, bozulduğumuzda, üzüldüğümüzde bizde yarattığı içimizde kalan şeyi aktarmak isteriz. Bize bunu kimin yaptığını herkes bilsin isteriz ve anlatmaya başlarız. Anlatmak oldukça iyi hissettirdiği için için ne zaman rahatlamamız gerekse hemen bizi dinleyecek kişilere bu durumları anlatır hale geliriz. “Oh be rahatladım! derken biz anlattığı kişiye dair algımızın değiştiğini fark etmeyebiliriz.
2- ‘Sıkılıyorum’ Dedikoducusu
Bu tip için hayatı sıkılmaya başladığında başkalarının hayatlarına dair merak daha da artıyor. Kısmetse Olur gibi programlar bu kişileri daha da besliyor. Dedikodu yapma isteğini artıyor. Birilerinin arkasından konuşmak, hayatlarına dair bir şeyleri ortaya çıkarma isteği o kadar yükseliyor ki kendi hayatından sıkıldığını fark edemiyor. Bu da aslında bir süre sonra herkesin hayatına burnunu sokan ve başkalarına bir şeyler anlatacağı heyecanlı şeyler bulmaya çalışan birisine dönüşüyor. Yoksa sıkıcı olduğu düşünülürse dışlanabilir korkusu yaşıyor.
3- ‘Şunu biliyor musun?’ Dedikoducusu
En çok karşılaştığımız dedikoducu olabilir, değil mi? Yaa şunu biliyor musun? Şunu duydun mu? Bak bak geçen ne öğrendim kesin bilmiyorsun!.. .Bir de bunun sosyal medya ile birlikte daha da öne çıkan hali var. “X hakkında daha önce duymadığınız 3 şey!” gibi insanlara dair içerikler oluşturan ve yayan hesaplar artıyor. Dedikoduyu merakla süsleyen bu dedikoducuları geri çevirmek oldukça zor. Bir şekilde içeriğe dair sizi cezbedebiliyorlar.
4- ‘Hak ettiği gibi olsun!’ Dedikoducusu
Bu kişi ilginç bilgi parçalarını bir araya getirip paylaşır. Aslında iyi niyetli ve oldukça şefkatli gözükür. O kişinin iyiliğini istediğini sanabiliriz dahi. Ancak ne ilgilidir ne de şefkatli. Örneğin iş hayatında arkadaşı için:
“Ayşe/Ali’nin başı yine raporlar yüzünden müdürüyle beladaymış. Umarım hak ettiği şekilde çözülür.”
Burada ben hak ettiği dediğim ama başka şekilde de isimlendirilebilir. Bu dedikoducu hak ettiği şekilde derken genellikle gizli bir manipülasyon, kin ve acımasızlık saklıdır.
5- İntikam Dedikoducusu
Bu kişi dedikodu yaptığını ve yaparken ki niyetini hiç saklama gereği duymayan kişi. Birisiyle girdiği rekabet ya da hak ettiği işin başkasına verilmesi durumunda ya da sadece ilgi odağı olmadığı için intikam almak için birilerinin kuyusunu kazan kişi. Hepimizin çevresinde böyle kişiler var. Elbette sevilmeseler de belli bir kullanışlılık hali olduğundan çoğu şirketteki yöneticiler ve arkadaş grupları uzakta olmasındansa yakınlarında olmalarını istiyor gibi.
Bitirirken
Dedikodu sosyal olarak bizleri yakınlaştırsa da aslında kimsenin yüzüne söyleyemediğimiz şeyleri arkasından söylemek asla iyi şeylere neden olmadığı gibi bizim de topluluktaki algımızı bozuyor. Özellikle iş hayatında pek çok kurum dedikodular ile yürüdüğü ve terfilerin alındığı bilinse de bu iyi olduğu anlamına gelmiyor. Buradaki tiplere siz hangi tipleri eklerdiniz?
Unutmadan bir hatırlatma:
“Dedikodu kötüdür.”
🤝 Destek Olmak istersen?
İçeriklerimi seviyorsan ve bu alanda daha fazla üretmem için destek olmak istersen, Patreon hesabımdan bana bir kahve ısmarlayabilirsin. --> Patreon Çağrı Küpeli
🎙Çalınan Dikkat
Sürekli yeni çıkan trenlerin, sosyal medyada çıkan yeni içeriklerin, yeni dizilerin, yeni filmlerin peşinde mi koşuyorsun? Başladığın işten çok yeni fırsatlar mı heyecan veriyor? Her şey yarım kalıyor ama hiç bir şeye yetişemiyor musun? Belki sende de parlayan nesneler sendromu olabilir. Keyifli dinlemeler!
Dinlemek için: Spotify, Apple, Google, websitesi
Merak Listem

Hikayeleştirmek oldukça önemli. Hepimiz hikaye anlatıcılarıyız ama bazılarımız daha iyi hikaye anlatıyor. Bu konuda Sinan Sülün iş hayatı için nelere dikkat edeceklerini etkili yazan kişilerden birisi. Satış ekipleri için yazdığı yazı diğer alanlar için de ilham olabilir.
Twitter’da takip etmeyi sevdiğim hesaplardan birisi Sinan Alper’e ait. Paylaştığı araştırma oldukça etkileyici. Polis gibi bir otorite ile negatif deneyim yaşayınca kurallara uymak azalıyor. Ülkemizde her yerde polisi görür ve en az 1 tanıdığımız negatif bir durum yaşarken bizde durum nasıl acaba?


“Camus da bunu vurgular ve ”Sisifos’un mutlu olduğunu düşünmek gerektiği” kanısına varır. Çünkü Sisifos kayayı her gün tepeye yuvarladığında anlar ki kendisinin varoluş nedeni bu çabasıdır.” Ne dersin? Yazının devamı Tomorrow Linkedin sayfasında.
Haluk Tatar son videolarından birisinde kişisel gelişimin kötü tarafını anlatıyor. Kişisel gelişim büyük bir ivme alan sektör. Ve her sektörde olduğu gibi en iyi pakete sahip gözü alan kişi ve kişiler öne çıkarak trend oluyor. Bu hafta biz de Kerem Dündar ile kişisel gelişim kitapları üzerine Beyin Akademi’de konuştuk. Göz atmak isterseniz buyrun.
Davinci Resolve ücretsiz etkileyici bir video düzenleme aracı. Özellikle renklendirmek konusunda muazzam işler başarıyor. Ben de geçsem mi derken bu hafta Ipad’lere de uygulaması geldi ve büyük bir heyecan yarattı. Ondan benim de merakım arttı. Bakmak isterseniz İlker Canıklıgil Mert Kafalı’yı konuk ederek anlattılar.
Yüksek atlamanın hep aynı stilde yapılması beni şaşırtıyordu. Oysa aslında bunu tamamen değiştiren bir atlet varmış. Duymuş muydun?

📺 Ne izledim?
Shrinking dizisine başladım. H
📕 Ne okuyorum?
Roger Zelazny’ın kitabı “Bu Ölümsüz” kitabını okuyorum. İthaki’nin bilimkurgu klasikleri serisinde arada bir okumak hoşuma gidiyor. 1965 yılı için oldukça etkileyeci ve geleceğe yön veren romanlardan birisi. Bakalım nasıl bitecek? :)
Altını çizdiğim ilk yer:
“Angelsou (bir tanrı) öldürenlerin tanrısı mıdır, yoksa canilerin tanrısı mı? İkisinin arasında bir fark olmalı, değil mi?.” s.47 (bir fark var mı?
Geçen hafta okuduğum “İnsanın Huzur Arayışı” kitabına 6.5 puan verdim. Huzur arayışımızda dikkat edebileceğimiz konulara ayırdığı bölümlerle huzur kavramına dair bakışımızı sorgulatıyor.
🎧 Podcast önerileri
Popüler Olmayan Psikoloji podcast’inde Özge Orbay ve Eda Kurtuluş “Yalnızlık Allaha Mahsus” diyorlar ve üzerine konuşuyorlar.
Kelimenin Ham Anlamıyla podcast’ine başlayan Ali İhsan Varol ilk bölümünde “Kadınlar ve Çiçekler” bölümünde ilginç etimolojik hikayeleri paylaşıyor.
Unexplainable podcast’inde konu hayat. “Origins: The meaning of life” yani Orijin: Hayatın anlamını anlatmaya çalışıyorlar.
Haftanın düşünceleri
“Unuttuklarımızı, hatırladıklarımızı unuttuğumuz için hatırlarız.”
Ne dersin?
—
Siz hangi taraftasınız?


5 Saniyen daha var mı?
5 saniyenizi daha ayırıp, bülteni Sosyal medya hesaplarınızdan paylaşabilir misin?
Bülteni Twitter'da paylaşmak için tıkla!
Arkadaşına göndermek için link:
Bülteni okuduğun ve daha fazla kişiye ulaşmama destek olduğun için teşekkür ederim. Merakla kalın!
Çağrı