Fala İnanmam, Fal Baktırmadan Duramam!
Neden fal baktırmayı istiyoruz? İçten içe neleri görmek istiyoruz?
Merhaba meraklı insan,
Mayıs ayı da bitiyor. Bu ayı düşündüğünde neyi başardın? Bu ayı en büyük başarısı senin için ne oldu? En küçük başarısı neydi? Haziran ayına girerken aylık değerlendirmelerimizi yapmak bize iyi gelecektir. Yaz geliyor diye biraz gevşememiz mümkün. Benim en büyük başarım, bu ay podcast ve bültende daha düzenli olarak içerikleri oluşturmam. Bana oldukça iyi geldi.
Sizinkileri de merak ediyorum. Bülteni keyifli okumalar!
Heyecanla,
meraklı soru
"En son hangi şakaya çok güldüm?”
Benimle de paylaşabilir misin? Birlikte gülelim.
Tıklayıp yanıtını tweet atarak paylaşmak ister misin?
Fala İnanmam, Fal Baktırmadan Duramam!
Fala neden inanıyoruz? Ya da inanmasak bile neden baktırıyoruz? Bu sorunun yanıtı aslında oldukça basit değil mi? Geleceğe dair merak, belirsizliği belirli hale getirme dürtüsü. Peki insanlık tarihinde ilk fal ne zaman ve nasıl bakılmış? Bu meraklı soruyla başlayalım mı?
Bu arada durup dururken fal ne alaka diyenleriniz olabilir. Salgın, karantina, ekonomik kriz ve bir yandan global yaşanan inanç krizi (büyük dinlerden ayrılıp insanlar farklı yeni inanışlara yönelme eğiliminde, astroloji örneğin globalde de büyük bir artışa sahip ki bu akşam oynanacak maçlar sonucunda bir astrolog Fenerbahçe şampiyon olacak dediği için inanılmaz gündeme gelebiliyor… Hatalı bilse buna da bahane uyduracak ama Nasreddin hoca misali ya tutarsa?) sürecinde artan endişe ve kaygılarımızın altında belirsizlik önemli bir rol oynuyor. Belirsizliğimizi gidermek için kullanılan ve büyük bir sektör haline gelen fal ve astroloji büyük bir ivme kazandı. (Astrolojiye bu yazıda bu kadar değineceğim)
Geleceği bilmek bize ne kazandırıyor? Fal bakmanın kökeni nedir?
Çevremde gördüğüm, deneyimlediğim farklı fal türlerinden bahsetmeyi seviyorum. Örneğin bizim kahve falının benzerini İzlanda’da Nescafe ya da Americano ile yaptıklarını görünce şaşırmıştım. Falın asıl işlevi asla bilemeyeceğimiz geleceğe dair bazı noktalarda bizi rahatlatmak, gelecekle aramızdaki o sis perdesini aralayıp “biliyormuş ilüzyonu” yaratmak.
Gelecek kaygısının her geçen gün arttığı toplumumuzda, yaşanan ekonomik kriz, kira süreçleri, deprem ve pandemi gibi koşullardaki ani belirsizlik artışları nedeniyle başımıza ne geleceğini bilme isteğin artığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Aslında yapmamız gereken şu ana odaklanmak. Geleceği nasılsa bilmiyoruz. Kimse de bilemedi demek. Ancak diyebilirsiniz ki “Ya bizim arkadaş geçen şu falcıya gitti her şeyini bilmiş.” Ee peki her şeyi bilen birisi neden o kadar ucuza fal bakıyor?
Geleceği bize tam olarak söyleyebilecek hiçbir fal yok. Tutturanlar var elbette olacak. Sürekli atıp tutarsanız bozuk saat gibi günde iki kere tutabilir. Depremi bildiği için paylaşılan hesaplar her gün onlarca yer ve saat ile deprem olacak diye tweet atıyor tutan olunca onu bırakıp diğerlerini siliyorlar. Astrologlar da öyle (Değinmeyeceğim demiştim ama yine de yazdım. Tamam son. Bu arada benim burcum yengeç.)
Fal ilk olarak nerede ortaya çıktı?
Fal ilk olarak nerede çıkmış diye baktım. Tabii ki bunun yanıtı medeniyetin doğduğu Mezopotamya. Tabii ki bu bizleri şaşırtmıyor. Hatta Orhun Alfabesi kullanılarak yazılan en eski fal kitabı “Irk Bitig” tir. Irq:fal ve bitig (betig):kitap demek. Bu kitapta 65 paragraf yer alıyor ve falların bakılışını anlatıyor. Kitap şu anda Britanya Kütüphanesi’nde sergileniyor. Muazzam değil mi? 65 sayfa fal bakmayı anlatan Orhun alfabesi ile yazılı bir kitap. Yani fal baktırmak insanlık kadar eski. Ya da Türkler hep fal baktırmayı sevmiş ve o zamanlar vbile 65 fal türünü kayda geçirmişler. Atalarımıza bak be!
Fal baktırmak en büyük bilinmezliğe doğru, geleceğe bir kapı açmak demek.
Bazen zihnimizi kandırmak için küçük hilelere başvuruyoruz. Fal da bunlardan bir tanesi.
Fala inanmadığın sürece fal baktırmanı bir zararı yok. Fala inanan kişilerin, mezuniyet ve entelektüellik düzeyiyle fala inanmaları arasında bir korelasyon yok. Bu oldukça ilginç geliyor. Örneğin bir bankanın genel müdürü önemli bir kararı almadan önce falcısını arabasıyla aldırıyor ve ona danışarak tüm kararlarını veriyor. Sizce hangi banka bu? :)
Küreler ile fal bakmak

Falcıların pek çoğunda küreler ile geleceği ya da o an başka bir yeri gördüğüne inanılıyor. Hatta pek çok fantastik film bu küreleri kullanıyor hatta bu kürelerden ortaya çıkan efsaneler yer alıyor. Bu küre mitinin ortaya çıkışı ünlü büyücü Merlin’e dayanıyor. Merlin’in gökkuşağının renkleri olduğu söylenen 12 tane küresi varmış. Bazıları geleceği, bazıları geçmiş gördüğü söyleniyor ve buradan gelen küre şekli falcılık ile eşleşmiş ve falcılar küreler ile gösterilmeye başlanmış.
Kısaca neden fal baktırıyoruz?
Çağrı, falın tarihini anlattın ama nedenini söylemedin. Aslında astrolo… Pardon ona dair yazmayacaktım. Konuya dönüyorum. Falın işe yaramadığını biliyoruz ancak insanlık var olduğundan beri fallar var. Ve fallar şekil de değiştiriyor. Örneğin ananem fasulye falı bakardı. Oldukça ilginçti.
Geleceğin karanlığında, yönümüzü bulmak ve zihnimizin bildiği şeyler karşısında rahatlamasını sağlamak için fallara inanıyoruz. Fallardan beklediğimiz, her yeri aydınlatmasa da önümüzü görebilmemizi sağlayacak, o sisin ardını biraz da olsa aydınlatacak bir mum vermesi. Dolayısı ile belirsizliği azaltabilmenin bir yolu da fal bakmak. Falaaddin, Kaave Falı, falcı bacıya fincan gönderenlerin sayısında artış var. Hatta büyük bir sektör ve globalde de kullanıcılar buluyor.
Fal baktırmak, söylenenlerin gerçek olmadığını içten içe bilsek de belirsizliği azalttığına dair inancımız, farkında olmadan endişemizin ve kaygımızın azaldığını düşünmemizi sağlıyor. Bir nevi terapiden kaçanların merdiven altı terapisi.
Fal baktırıyoruz, çünkü geleceğin belirsizliği ile baş edebilmekte zorlanıyoruz. Geleceğin endişesi bugünün neşesini yerken, fallardan medet umuyoruz.
Sen ne düşünüyorsun?
🎙 Ertelemeden Özgürleş - Deniz Alayat
Başarısızlık korkusu, endişesi... Ertelemenin içerisinde olabilecek şeyler... Ertelemeye yönlendiren sebeplerden bazıları olabilir...
Bu bölümde üretkenlik koçu Deniz Alayat ile ertelemenin nedenlerini, ertelemenin kökenlerini, bizi sınırlayan inançları, başlama korkusunu, sonuç odaklı olmanın etkilerini, mükemmelliğin ertelemeye etkilerini ve erteleme ile başa çıkmak için yapabileceğimiz pratikleri konuştuk.
Dinlemek için: Spotify, Poddy Apple, Google, YouTube
🤝 Bölümlerin Transkriptlerinin Patreon’da olduğunu biliyor muydun?
İçeriklerimi seviyorsan ve bu alanda daha fazla üretmem için destek olmak istersen, Patreon hesabımdan bana bir kahve ısmarlayabilirsin. --> Patreon Çağrı Küpeli
Merak listem
Hale Acun Aydın’ın “Sadeleşerek Özgürleş” bültenini gördünüz mü? Bence görmemiş olabilirsiniz. Hale gördüğüm en üretken kişilerden birisi. Sadeleşmek üzerine yaptığı çalışmaları hem YouTube kanalında, podcast’inde, sosyal medyasında ve bunları topladığı bülteninde paylaşıyor. Bence bu bültene abone olun. İlham alacağınız, öğreneceğiniz çok fazla içerik sizi bekliyor.
Bill Gates yine harika bir video ile yaz ayı için kitap, dizi ve film önerilerini yaptı. Kristin Hannah’ın henüz Türkçeye çevrilmeyen “The Woman (Kadın)” kitabı, yine Türkçeye henüz çevrilmeyen Chris Anderson’ın Infectious Generosity (Bulaşıcı Cömertlik) kitabı, David Brooks’un yine Türkçeye çevrilmeyen “How to Know a Person (İnsanı nasıl tanırsın)” kitabı, Khan Academy’nin kurucusu Sal Khan’ın yeni kitabı “Brave New Words (Cesur Yeni Kelimeler)” (evet bildiniz bu da henüz Türkçeye çevrilmedi) ve Apple’ın “Slow Horses (Yavaş Atlar ama bu tabir aslında beceriksiz çıkan ajanları ifade ediyor ve onların gönderildikleri hiçbir şey yapmadıkları ceza bölümünün adı)” (merak etmeyin en azından bu diziyi Türkçe altyazı ile izleyebiliyoruz :) ) dedektiflik dizisi yer alıyor.
“Nostalji Mutsuzluğa Karşı Bir Kalkandır” nostalji hissi oldukça ilginç bir duygu. Bizi sarıp sarmalayan ve iyi gelen bir his. İyi hissettiğimiz o güzel dönemleri yeniden yeniden yaşamak, sevdiğimiz dizileri tekrar tekrar izlemek… Ters Yüz 2 filminin fragmanında nostalji’yi görünce aklıma Arthur C. Brooks’un nostalji ve mutluluk kavramlarını işlediği yazısı geldi.
Apple’ın Iphone’lara IOS 17.3 güncellemesi ile birlikte “Çalıntı Cihaz Koruma” özelliği getirdiğini biliyor muydunuz? Face ID ayarının içerisinde yer alan bu özellik aktive edildiğinde hep bulunduğunuz lokasyon dışına çıktığınızda şifrelerinizi değiştirmek isteseniz de 1 saat değiştiremiyorsunuz. Böylece cihazınız çalınırsa şifrelerin kırılması engelleniyor ve uzaktan cihazı kitleyebiliyorsanız. Özellikle bu özelliğin finansal hesaplar ve özel bilgileri korumak için işlevsel olacağını belirtiyorlar.
Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin düzenlediği içerikle Pazarlama Konferansı‘nda bu yıl konu Podcast Dünyası. Poddy önderliğinde Cüneyt Göktürk ve Erman DARICI nın katkılarıyla buluşuyoruz. Flu Tv'nin kurucusu ilker canikligil, Yeni Haller podcast'ini yapan gazeteci, yazar Eray Özer, Dr. Ayse Bengi Ozcelik, PhD ve ben podcast üzerine konuşacağız. Katılmak isteyen herkese açık. 29 Mayıs Çarşamba 13:30 santralistanbul Kampüsü Enerji Müzesi Seminer Salonu'nda sizde bizimle olabilirsiniz. Kayıt linki: https://www.pazarlama30.com/icerikle-pazarlama-konferansi-29-mayista/
Daren Acemoğlu, Wired’ta yazdığı “Get ready for the great AI disappointment (Büyük yapay zeka hayal kırıklığına hazır olun” yazısında şöyle diyor: “Ve bu modeller yanlış bilgiler ve halüsinasyonlar nedeniyle hayal kırıklığı yaratmaya devam edeceğinden, bu uygulamaların çoğu da hayal kırıklığı yaratacak.” Bu konuda büyük bir hype olması zaten büyük hayal kırıklıklarını yaratacak. Ancak bu hayal kırıklıkları ile beraber muazzam bir hızda bizi etkileyecek yapay zeka gelişmeleri de oldukça heyecanlı olacak gibi. Ne dersin?
Yalın Alpay Avangart kanalında “Neden hınç doluyuz?” sorusunu yanıtlıyor. Konuşurken verdiği örnekler ile hem hıncı yakından tanımak hem de hayatımızda içten içe dolduğumuz intikam alma isteğinin bize farkında olmadan neler yaptırabileceğini dair harika açıklıyor. Özellikle para üstü 1 lira eksik veren minibüs şoförüne “1 lira eksik verdiniz” sözüyle neden kavgaya dönüştüğünü 2 tarafından da açısında anlattığı nokta oldukça etkileyici.
Coca Cola nasıl spor dünyasında kendisine büyük bir yer buldu? Bu soru şaşırtıcı geliyor. Özellikle Pepsi ile yarışlarında sponsorlukları sporcuların önermesi ve bu konuda boy göstermelerini düşününce bu kadar sağlıksız bir içecek kendisini sporla nasıl bağdaştırabilir? Büyük bir pazarlama gücü gerçekten. Atlethic Interest kanalı “How Coca Cola Hijacked Sports” bölümünde değiniyor ve anlatıyor. Bence izleyin.
🌟 Nereyi gezdim?
Plumemag sayesinde Çubuklu Silolar’da Ars Electronica ve Piksel Creative Solutions işbirliğiyle hayata geçen “Bilinci Yeniden Kurmak: Gerçek Nedir?” sergisini, sanatçılar Hande Şekerciler ve Arda Yalkın eşliğinde gezdik. Ben hem sergiyi çok sevdim hem de Çubuklu Silolar muazzam olmuş. Özellikle yanındaki kafesinde boğaz manzarasının tadını çıkarark vakit geçirebilmek de büyük bir fırsat sunuyor. Bu harika etkinliği yapan ve bizi bir araya Bihter Ayyıldız’a çok çok teşekkür ederim.
🎧 Podcast önerileri
Nasıl Olunur? podcast’inde Nilay Örnek ve İBB Miras’ın kurucusu ve son seçimde Fatih Belediye başkan adayı olan Mahir Polat’ı konuk etti. Bölümde aldığım şu notu da paylaşmak istedim: “Özgüveninizi güçlü bir şekilde tedavi etmeniz gerekiyor. Siz kendinize güvenmiyorsanız, sizi heyecanlandıran tutkulu olduğunuz konuların değersiz olduğunu düşünüyorsanız hiçbir şey yapamazsınız.” Kesinlikle dinleyin, dinlettirin.
Popüler Olmayan Psikoloji podcast’inde Eda Kurtuluş ve Özge Orbay “Yapay Zekanın terapi dünyasına etkileri” üzerine konuşuyorlar. Yeni atılımlarla özellikle yapay zekanın terapistlerin yerini alabileceği de en çok konuşulan konulardan birisi.
Stoic Coffee Break podcast'indeki “A Map is Good, A Compass is Better” yani “Harita iyidir, Pusula daha iyidir” bölümünü dinledim. Gerçekten belirsizlikte yolu bulabilmek için iyi ve güvenilir pusulalar lazım.
Meraklı düşünceler
"Günlük 3 galibiyete ihtiyacınız var:
Fiziksel bir galibiyet. Yürümek, koşmak, ağırlık kaldırmak, yüzmek...
Mental bir galibiyet. Okumak, yazmak, yaratmak, öğrenmek...
Manevi bir galibiyet. Dua etmek, meditasyon yapmak, çalışmak, büyümek.
Her gün bu 3 galibiyete odaklanmaya ne dersiniz? Ancak en küçük galibiyetlerin de çok büyük olduğunu fark ederek.
"İyi bir insan olduğun için dünyanın sana adil davranmasını beklemek, vejeteryan olduğun için boğanın sana saldırmayacağını düşünmeye benzer." Dennis Wholey
Hayatın bize bir borcu olduğunu düşünerek hareket etmek bizi kıtlık zihnine hapsediyor. Bunun dışa vurumunda sürekli hayatın ail olmadığını söylüyoruz. Evet değil, peki bununla ne yapacaksın? Söylenecek misin, yoksa yolunu bulabilmek için çabalamaya devam mı edeceksin?
Merakla,
Çağrı