Keşke Bu 10 Alışkanlığı Bıraksan
Bu alışkanlıkların çoğu varsa, hemen acilen zihnine iyi bakmaya başlamalısın!
meraklı soru
Başkalarının dedikodusunu yapmak, zamanını onların çalmasına izin vermek demek. Zamanını kimler çalıyor?
Zihnine Kötü Gelen 10 Alışkanlık
Bir alışkanlığı değiştirmek her zaman zor, hiçbir zaman daha kolay bir an olmayacak. Gelecekteki Çağrı bunu daha iyi yapar demeyi tercih ediyoruz ancak öyle olmuyor. O yüzden hemen şu an başlamak gerekiyor.
Ocak ayını alışkanlıklara adamıştım. Yeni yılda yapmak istediğimiz alışkanlıkları sürdürebilmek için bazı hatırlatmalar gerekiyordu. Şubat ayına geldiğimizde kaç kişi Ocak ayında başladığı alışkanlıkları sürdürüyor? Belki aşağıda okuyacağın 12 alışkanlık istediğin alışkanlıkları kazanmana engel oluyordur.
Zihnine iyi gelmeyen ve yavaş yavaş hayatından çıkarman gereken 12 alışkanlık şöyle:
1. Multitask (Çoklu görev) yapabildiğini sanmak
Okurken “Hayır ben çok iyi multitasking yapıyorum. Bak bülteni okurken Instagram’da geziniyorum, sevgilimle sohbet ediyorum, iş için araştırıyorum, araba kullanıyorum. vs.” diyorsun değil mi? Ama aslında yaptığın zihninde onlarca internet penceresi açmak ve hepsini anlamaya çalışmak… Bu hız çağında iyi hissettiriyor ancak uzun vadede yoruyor ve stresi arttıyor. Tek bir şeye odaklanmak en büyük beceri.
MIT'de sinir bilimci ve bölünmüş dikkat konusunda dünya uzmanlarından biri olan Earl Miller, beynimizin "çoklu göreve uyumlu değil ve her denememizde bunu yapmanın bilişsel bir maliyeti var." diye ekliyor.
Çoklu görev aynı zamanda stres hormonu kortizolün yanı sıra beyninizi aşırı uyarabilen ve zihinsel sis veya karışık düşünmeye neden olabilen savaş ya da kaç hormonu adrenalini de artırır. Dolayısı ile alışkanlığı azaltmak ve bırakmak oldukça önemli.
2. Çok fazla negatif habere maruz kalmak
Bunu çok fazla açmaya gerek yok. Zihnimizi nasıl beslediğimiz nasıl çalıştığını etkiliyor. Sürekli negatif haberlere maruz kalmak sürekli negatif düşünceyi tetikliyor ve bu döngü bize iyi gelmiyor. Yavaş habercilik, bülten takip etmek bu konuda bir çözüm. Twitter’ı tamamen silmek ve tam nereden haber aldığı belli olmayan haber sosyal medyalarını takipten çıkmak da iyi gelebilir.
3. Kronik stres
Kronik stres beyin hücrelerini öldürebilir ve hafıza ve öğrenmeden sorumlu olan prefrontal korteksi küçültebilir. Peki kronik stres bir alışkanlık mı? Aslında evet. Stres seviyemizi artıracak şeyleri tercih ediyoruz. Kıyaslamak, kötü haberleri takip etmek, enerji vampirleriyle takılmak, ertelemek… Kendi gücümüzü başkalarına veriyoruz. Bunun yerine gücümüzü elimize almak stres seviyemizin azalmasını sağlıyor.
4. Sosyal izolasyon
Bizler sosyal varlıklarız. Bu artık en iyi bildiğimiz kavramlardan birisi. Etrafımızda bizi olduğumuz halimizle kabul eden kişilere ihtiyacımız var. Kalabalık yalnızlıktan çıkaracak… Yalnız kalmak sigara içmek kadar zarar verici. Buradaki yalnız kalmak topluluk tarafından dışlanmaktaki yalnızlık. Yalnız vakit geçirmek iyi gelen bir alışkanlık ancak dışlanmaya başladıysak, aradığımızda yanımızda kimse olamıyorsa bu çok tehlikeli bir hal alıyor. Bu nedenle parçası olacağımız arkadaşlıklar gruplar keşfetmek iyi geliyor.
5. Aşırı yemek
Sağlıklı besleniyor olsanız bile, aşırı yeme, beyninize zarar verebilecek başka bir alışkanlık. Aşırı yeme, yaşlı erişkinlerde hafıza kaybı ve bilişsel gerileme gibi sorunlarla ilişkilendirilmiştir. Beyninizi korumak istiyorsanız, sağlıklı bir diyet yaptığınızdan ve miktar kontrolü uyguladığınızdan emin olun. Örneğin ben ekmek yemeği bıraktığımda daha zinde olurken, ekmek yediğimde daha hantal ve düşünce becerilerimde yavaşlamayı fark edebiliyorum. Bunu kendin deneyip görebilirsin. Çok yediğin bir gün ile normalde yediğinin yarısını yediğin günü kıyaslayabilirsin.

6. Şeker tüketmek
Yüksek şeker tüketimi, kan dolaşımında yüksek glikoz ile sonuçlanır. “Yüksek glikoz, beynin yeni anılar oluşturması ve yeni şeyler öğrenmesi için ihtiyaç duyduğu bir kimyasal olan "beyinden türetilmiş nörotrofik faktör" (BDNF) olarak bilinen bir beyin kimyasalının üretimini azaltır.”
Dolayısıyla, günlük beslenmen şeker açısından yüksek olduğunda, beynin öğrenme ve anı oluşturma yeteneğini sınırlarsınız. Bu muhtemelen son zamanlarda neden kısa süreli hafızaya sahip olduğunu anladığın an olabilir? Ne dersin? En azından benim için öyle…
7. Hareketsizlik
Beyninize zarar verebilecek başka bir alışkanlık yeterince hareket etmemek. Hareketsiz bir yaşam tarzın varsa, değişiklik yapma zamanı. Fazla hareketsiz kalmak obezite, kalp hastalığı ve diyabet gibi her türlü sağlık sorununa yol açtığını hepimiz biliyoruz. Ve tüm bu sağlık sorunları beyninize zarar verebilir ve bunama geliştirme riskini artırabilir. Beynini sağlıklı tutmak istiyorsan, düzenli egzersiz şart. Ve bu ağır bir egzersiz olmasına gerek yok. Yürüyüş, esneme hareketleri olabilir. Her gün 10 dakika yoga ya da 20 dakika yürüyüşü rutinine almanın etkisini kısa sürede görebilirsin.
8. Kötü uyku alışkanlığı
Uyku benim en zorlandığım konu. Sabah 5’te kalkma alışkanlığını kazandığımda oldukça mutluydum. Ancak yetersiz uykunun etkilerini yaş ilerledikçe görüyoruz. Şu an en az 7 saat uyumanın zihinsel ve fiziksel sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu uzmanlar anlatıyor. Az uyumak stresi artırıyor, kötü alışkanlıklara eğilimizi yükseltiyor. Uyku önemli bir kilittaşı alışkanlık. Bu nedenle iyi bir uyku şart.
9. Sıradan bir çevre ile takılmak
Arkadaşlarınla neler üzerine konuşuyorsun? Bir araya geldiğinde %70 ve üzerinde magazinsel konularda mı sohbet ediyorsun? Hangi dizide ne olmuş, ünlüler neler yapmış, yeni sezon kıyafetlerini gördün mü? Futbolda yine berbar bir lige sahibiz, arkadaşların arkasından konuşmak vb. mi? Eğer böyle ise bu sohbetler zihnini uyuşturuyor. Bu arkadaş sohbeti sıradan çevre seni diğer insanlardan farklı düşünen yapamaz. Dolayısı ile çevrende seni geliştirecek, challenge edecek kişilere ihtiyacın var.
10. Sürekli dizi, film, YouTube izlemek
Her şeyi tvden ibaret sanmak. İlişkileri, arkadaşlığı her şeyi buradan öğrenmek ve bir süre sonra bu şekilde hareket etmek. Pek çok kişi için böyle. Hatta TV’de gördüğü oyuncuları günlük hayatında da öyle düşünen çok kişi var. Mafya babası oynadığı için öyle ağırlanan oyuncuları görüyorsundur. Pek çok insan zihnini TV ile dizilerle, sosyal medyadaki içeriklerle uyuşturuyor. Bu da bir süre sonra zihnin gelişimini durduruyor.
Bu 10 alışkanlığı kısa sürede bırakmak mümkün. Bunlardan 3 ya da daha fazlasına sahipsen zihninin uyuştuğunu fark etmeyebilirsin. Eğer 7’den fazlası varsa zihnin çoktan uyuşmuş olabilir. Bir an önce bunları yapmayı bırak. Zihnini geliştirmek için yeni şeyler bulmalısın. 95. bölümde mental fitness anlatmıştım. Bu bölüm senlik olabilir.
2025 yılında birlikte merakın gücünü yaymaya ne dersin? Beni Patreon’dan destekleyecek 100 kişi arıyorum. Şu an destekleyecen 10 harika patronum; Can, Melih, Seda, Selin, Salih, Aslıhan, Döndü, Can, Ayça, Ezgi ve Greg’e çok teşekkür ederim. Patreon’da destekçi olduğunuzda şu ayrıcaklıklara erişeceksiniz.
💚💚 Patronum olmanın en önemli avantajı: Sevdiğiniz bir yaratıcıyı (benim) desteklediğinizi bilmek. Bir fark yaratmanın o sıcak, tüylü hissi? Paha biçilemez.
Merak Listem

Lego neden pahalı? Bu soru her beğendiğim lego setine baktığımda zihnimde canlanıyor, kalbimi acıtıyor. YouTube’ta Business Insider kanalı bu sorunun peşine düşmüş. Millenium Falcon seti için 2007’de 500 dolar fiyat biçildiğini, 2027’de yeni çıkan setin ise 850 dolar olduğunu görüyoruz. Ancak diyor ki parça başına ücret neredeyse aynı. 2007’de 0.10 cent iken 2027 de 0.11 cent imiş. Yine de pahalı… Ancak müthiş şeyler…
Kaan Kural 23 - YirmiÜç’ün konferansında NBA’in modern dönüşümünün nasıl başladığını anlatıyor. Steph Curry’nin varlığı ve ortasahadan üçlük atmayı normalleştirmesinden önce aslında veri analizlerinin 2 sayı atmaya uğraşmak yerine 3 sayı atmanın daha etkili olduğunu fark ettiklerini ve bunu önermelerine karşın tepkilerle karşılaştığını ve efsanevi Nash ve Stoudemire’lı Suns’ın döneminde aykırı görüldüklerini anlatıyor. Gerçekten içinde olmak yerine dışarıdan bakabilmek bir oyunu komple değiştirmeyi de sağlıyor. Kulak verin derin.
Yapay zeka yaşam süremizi ikiye katlayacak mı? Bu konuda geçtiğimiz günlerden bazı açıklamalar yapıldı. Hatta önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde bunun olabileceğini de ekliyorlar. Bunlar gerçek mi? Bu gibi yapay zekaya dair bazı soruların gerçekliğini Inc.com sorguluyor. Üzerine düşünmek için güzel bir yazı.
Cleo Abram “NVIDIA CEO'su Jensen Huang'ın Gelecek Vizyonu” videosunu izledim. Cleo ve Jensen geleceğe dair sohbetlerinde her şeyin robotikleşeceğini söylüyor. Her araba robotik olacak, her yerde kullanılacaklar. “Kendi R2D2 olması için çok heyecanlıyım.” diyor. Açıkçası ben de böyle bir şeye sahip olmayı çok isterim.
“Hezarfen ve Lagari gerçekten yaşadı mı?” Twitter’da önüme kısa bir kesit düştü. Umut Yıldız, programında ağırladığı Hüseyin Şen ile Hezarfen’in Galata Kulesi’nden gerçekten Üsküdar’a kadar uçup uçmadığı üzerine konuşuyorlar. Oldukça ilgi çekici olunca programın tamamını YouTube kanalında bulup izledim. Bence siz de izleyin derim.
🎙Negatif Düşünce Döngüsüne Hapsolmak
Olumsuzluk Sarmalı, tırmanıp bunaltıcı hale gelebilen olumsuz düşünce kalıplarının bir döngüsünü ifade eder. Felaket düşüncesi, en kötü durum senaryolarını hayal ettiğimizde, genellikle sarmal ile ilişkilendirilir. Bir dakika öksürükten endişelenirsiniz ve bir sonraki dakika, ciddi bir hastalığınız olduğuna ikna olursunuz. Ya da belki partnerinizle ufak bir tartışma yaşadınız ve aniden, tam bir ayrılık konusunda strese girersiniz. Yöneticiniz o gün günaydın demez ve kovulacağınızı düşünürsünüz...
📕 Ne Okudum?
Bu yılın 7. kitabı Rachel Heller ve Amir Levine’nin “Bağlanma” kitabıydı. Pandemide okuduğumda altını çizdiklerimle şimdi yeniden okurken altını çizdiklerim oldukça farklı geldi. Kendimin bağlanma şeklimin değiştiğini görmek güzel gelse de bazı olaylarda eski bağlanma stilime döndüğümü ve hatta bazen bunu anlayamadığımı da yüzüme vurdu.
Altını çizdiğim ilk satır: “ Çalışmalardan birisinde Dr. Feeney, çiftlerden kişisel hedeflerini ve keşif fırsatlarını bir laboratuvarda birbirleriyle müzakere etmelerini istedi. Katılımcılar, hedeflerinin partnerleri tarafında desteklendiğini hissettiğinde özgüvenlerinin artığını ve tartışmadan sonra daha iyi bir ruh halinde olduklarını raporladı.” s. 28
Bu yılın 8. kitabı ise Haruki Murakami’nin “Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında” kitabı. Murakami kitaplarını okumaya başladım. Hikaye beni içerisi aldı. Çocukluğunda tek çocuk olduğunu öğrenen Hajime’nin başarılı olduğu dönemde hayatına ilk aşık olduğu kadın ve ilk kalbini kırdığı kadının yeniden girişini okuyoruz.
Altını çizdiğim ilk satır: “Bu aralar kendimi kabuksuz bir salyangoz gibi hissediyorum.” s. 22
Evinden uzak, kendini bilemediğin bir anı, dönemi öyle güzel ifade ediyor ki..
Meraklı düşünceler
Daha fazla zamana ihtiyacınız yok. Daha fazla odaklanmaya ihtiyacınız var.
Zaman kısıtlama değil. Seçimleriniz kısıtlamadır."
Seçimlerimizle neleri kısıtladığımız önemli. İstediğimizi mi yaratıyoruz yoksa bir tutsağa mı dönüşüyoruz?
Merakla,
Çağrı