Keşke Olmasaydı, İyi Ki Oldu - Merak #46
Meraklı Soru
En sevdiğin alıntı kime ait ve nedir?
Tıklayıp yanıtını tweet atarak paylaşmak ister misin?
Keşke Olmasaydı & İyi Ki Oldu
Aralık ayının amacı bir sonraki yıla geçiş hazırlığı gibi değil mi? Bu hazırlık süreci de çoşkulu ve eğlenceli geçiyor. Bazen de hafif bir nostalji havasıda var. TV'ler, radyolar, Spotify Wrapped, YouTube rewind (artık yapmıyor ama eğlenceliydi), en çok okunan kitaplar, izlenen filmler derken 2022 yılı özetleri ile bu ay dolup taşıyor. Ben oldukça keyif alıyorum bu değerlendirmelerden hatta daha kaba tabirle raporlardan.

Ben de bu yıla bakarken Ayşegül Kula'nın günebakan bülteninde "Gelin bu ay 2022'ye bakalım" yazısında keşke olmasaydı dediği ve iyi ki oldu dediği olayları listelemiş. Fikir oldukça hoşuma gitti. Ben de kendime dönüp bu yıl keşke olmasaydı dediklerimi ve iyi ki oldu dediklerimi listelemeye başladım. Benim hoşuma gitti. Belki sen de hazırlarsın meraklı insan?
Keşke olmasaydı dediğim 3 şey
Keşke olmasaydıların sayısı oldukça yüksek çıkıyor. Ancak son dönemde her şeyin bana en azından bir şey öğrettiği ya da o an öyle olması gerekiyordu gözüyle baktığım için listeyi yazamadığımı fark ettim. Sonra içime dönüp baktım ve öne çıkan 3 konuyu özellikle işsel, ilişkisel ve bireysel olarak ele aldığımda listem şöyle oldu:
1- Keşke podcast ağına girmeseydim
Geçtiğimiz yıl başladığında zorlu bir ekonomik krizin özellikle dolar artışı ile tam farkına varmıştık. O sırada beraber çalışmak için bana anlatılan hayallerin öyle olmadığını, aksine yaptığım işin sürekli kötülendiği bir ortamı bırakmıştım ancak ne yapacağımı bilmiyordum. Özellikle podcast özelinde iş birlikleri almak gerçekten zor ve bunu sürekli kılabilmek için bir ağ önemli. Ben de heyecanla tanıştığım bir ağa dahil oldum. Ancak Türkiye'de henüz bu ağların bir kısmı bu işleri yapabilirken bir kısmı yapamıyor. Bana yine böyle bir ağ denk geldi. Hayat bir kez öğrenmediğimiz şeyi yeniden sunuyor. Kendi sorumluluğumuzu almak gibi işlerimizin de pazarlamasını kendimiz almamız gerekiyor mesajıydı. Oysa ben takım oyuncusuyum. Tek başına olmaktan hep kaçıyorum. Kendimi öne çıkarmaktan da kaçınıyorum. Belki burada hala öğrenmediğim bir mesaj gizlidir. Ama keşke hemen yeni ağa girmeseydim... Süreci doğru tartıp doğru bir işbirliğine gidebilirdim. Hiç reklam alamamak bu yıl en büyük keşke olmasaydı dediğim durum.
2- İlişkiden kaçma sürecini yönetebilseydim
Beni bir süredir takip ediyorsan ilişkiler üzerine yalnız kalmaktan kaçtığım dönemi ve sonrasında kendimle ilişkimden kaçmamı fark etmemle daha yalnız kalmayı öğrendiğimi biliyorsundur. Geçen yaz kısa süreli bir ilişkim oldu ve oldukça eğlenceli olsa da birbirimize karşı toksiktik ve yürümedi. Orada tetiklendiğim noktaları görünce ben de üzerine çalışmak istedim ve yeni ilişkilerden kaçınmaya başladım. Sonra birisi girdi ve bir anda aklımı başımdan aldı. Ancak hazırım desem de kısa sürede içimde yeşeren korkuya teslim oldum ve hızla o ilişkiyi baltalayarak dönüşemeden bitirdim. Yeniden olsun demiyorum. Üzerinden geçen zamanla zaten farkındayım sürecin sadece öyle ilerlemesine ya da baltalamaya gerek olmadan da konuşabilirdik. O anı doğru düzgün yönetemedim. Keşke yönetebilseydim.
3- Keşke nesnelere tutunmasaydım
Ev kiralarının artışı ve 10 yıllık ev sahibimin beni bir anda evden çıkarmayı istemesi durumunu podcastimde de anlatmıştım. Evden çıkarılma haberini aldığımda yaşadığım içsel çöküş çok hızlı olmuştu. Eve o kadar bağlandığımı ve evsiz kalma riskinin yaşattığı korkuyu düşündükçe paralize olmuştum. Hele ev kiralarının astronomik yükselişi ve her şeyin inanılmaz pahalılanması ile ne yapacağım soruları beni benden aldı. O an çözüme bakmak ve ev bakmak yerine korkuya kendimi teslim edip sıkı sıkı eve tutunmaya çalıştım. Sonrasında işler değişti tabii ki ama benim önce tutunmayı bırakmam gerekti. Sonra hayatımda fark ettim ki pek çok nesneye sıkı sıkı tutunuyorum. Hayatın akışında kendimi tanımlarken o nesnelere sahip birisi olarak tanımlıyordum. Örneğin evsiz bir insana kim niye saygı duysun ki? Bu sorular gibi yüzlerce soru zihnimde ve şefkatten yoksun bir şekilde kendimi dövüyordum. Bu süreçten öğrendiğim hayatta her şey olabilir. En sevdiğimiz şeyler yok olabilir tutunmak yerine yeni fırsatlar var mı bakmak iyi geliyor. Yine de hep beraber diyelim böyle ekonomik kriz ve bunu yaratanlar kahrolsun! Çünkü artık her gün alamadığımız bir şeyin bir daha alınamayacak şekilde uzaklaştığı bir ekonomideyiz.

İyi ki oldu dediğim 3 şey
İyi ki olduların sayısı oldukça fazla. Ben ilk aklıma gelenleri listemeye çalıştım. Yine listemi işsel, ilişkisel ve bireysel olarak 3 kategoride ele aldım.
1- Canlı podcast & Brandweek
Bu yıl tam o bahsettiğim işten ayrılmak zorunda bırakıldığım ve podcastim gerçekten kötüymüş diye düşündüğüm anda telefonum çaldı ve Hypers Blok'ta canlı podcast yapar mısın dedi. Müthiş bir heyecandı. Önder Abay, Gizem Sürenkök, Yasemin Yapanar derken harika bir etkinlik oldu. 2023 yılında umarım her ay bir kez yapmaya devam edebilirim. Tabii ki ardında Hypers Academy bünyesinde podcast eğitimi vermenin şansı ile Hypers & Brandweek iş birliğinde sahnede podcast üzerine konuşma şansı da oldukça etkileyici idi.
2- Kendimle ilişkimi güçlendirmek
Son 3 yıldır kendimle ilişkimi daha da güçlendirmeye çalışıyorum. Kendimi anlamak ve kendime şefkatli yaklaşmaya özen gösteriyorum. Bu yıl ise geçtiğimiz yıla göre çok daha dingin, daha kendine şefkatli ve kendisini seven bir Çağrı oldum. Hatalarımı, saçmalıklarımı daha fazla kutladığım bir yıldı. Daha da saçmalamak için 2023'ü beklemeyeceğim. Kendimle kurduğum bağın güçlenmesi elbette herkes ile kurduğum bağın da güçlendirmesini sağlıyor. Öz değerim, öz saygım, öz sevgim, öz şefkatim arttı. 2023 yılında yine bu konularda gelişmeye devam etmek istiyorum. Canım kendim <3 (Don't worry sweetheart, I am here for you)
3- Zorlamayı bırakmak
Bir şeyler olmadan kendimi eksik hissediyordum. Hala arada böyle hissediyorum. Telefonum son model olmazsa, kendime ait bir evim olmazsa, podcast stüdyom olmazsa, yeni ayakkabılar alamazsam... Hep eksiktim. Tabii sahip olduklarıma da bir o kadar bağlanıyorum. Hemen bağlanarak onlar olmadan kendimi çıplak hissediyordum. Bu yıl öğrenmeye çalıştığım ve devam eden şeyi bir şeyleri olsun diye zorlamayı, ittirmeyi bırakmak oldu. Olması için elimden geleni yaptıktan sonra zamana bırakabiliyorum. Bu sahip olduklarım için de sahip olmak istediklerim için de. Oldukça özgürleştirici bir his. İyi ki de bıraktım ve hayatın akışına güveniyorum.
İçerik Üretmeme Destek Olmak İster Misin? 🤝
İçeriklerimi seviyorsan ve bu alanda daha fazla üretmem için destek olmak istersen, Patreon hesabımdan bana bir kahve ısmarlayabilirsin. (en az 2 dolar ile)
Ne dersin, bir kahve ısmarlar mısın? --> Patreon Çağrı Küpeli
🎙Lao Tzu'dan 10 Ders
Son bölümde Lao Tzu'dan 10 dersi paylaştım. Bir kaç tanesine burada da yer vermek istedim:
Durmaya bırakılan çamurlu su berraklaşır.
Başkalarının ne düşündüğünü önemserseniz, her zaman mahkum olacaksınız.
Eğer depresyondaysanız, geçmişte yaşıyorsunuz demektir. Endişeliyseniz, gelecekte yaşıyorsunuz demektir. Huzur içindeyseniz, şimdiki zamanda yaşıyorsunuz demektir.
Kendine inananın başkalarını ikna etmeye ihtiyacı yoktur.
Devamı tabii ki merak listesi'nde!
Dinlemek için: Spotify, Apple, Google, websitesi
Merak Listem
Confused.com ekibi Instagram ve TikTok'taki en popüler yaşam olayı gönderilerini analiz ederek bu soruya cevap arıyor. Instagram gönderilerinden toplanan verilere göre evlilik, 200 milyondan fazla paylaşılan "düğün" hashtag’i ile listenin başında yer alıyor. Bunu 100 milyondan fazla fotoğraf ve videonun yer aldığı “doğum günü” hashtag’i izliyor. Üçüncü sırada ise, 36 milyondan fazla gönderiye ev sahipliği yapan Baby Shower hashtag’i var. TikTok’ta ise, 44 milyardan fazla görüntüleme ile platformundaki en ünlü etkinlik doğum günleri. İkinci sırada, 38 milyarın üzerinde görüntülenme ile hamilelik ve ardından 22 milyar görüntülenme ile ayrılık paylaşımları öne çıkıyor. Devamını oku (bu yazı kimola'nın verizekalılar podcastinden alınmıştı.)
İnsanlar neden yalan söyler? Teyit.org bu konuda "Bu yalan sadece bende var: Yalan söylemenin anatomisi" başlıklı yazıda değiniyor ve yalan söylemenin bilimsel nedenlerini anlatıyorlar.
Yalın Alpay ve Okan Bayülgen'in Medya Arkeolojisi serisini çok sevdim. Akışta doğaçlama konuşarak medyanın arkeolojisi üzerine harika şekilde anlatıyorlar. Reklam bölümünü ise ayrı bir sevdim.
Geleceği ön görmek için geçmişten feyz almak oldukça önemli. Genellikle ise geçmişi bir kötüleme halinde oluyoruz. Bu da aslında geleceğe bakışımızın önüne bazı noktaları flulaştıran bir perde gibi iniyor. HBR'de Ranjay Gulati "Geleceği görmek için geçmişe bakın" yazısında güzel anlatıyor.
Eckhart Tolle "Senin bir hayatın bile yok anlıyor musun?" minvalinde çevirmeyi sevdiğim konuşmasında hayata sahip olmak ve nasıl yaşayacağımız üzerine sorgulamaları ele alıyor ve hayatın kendisine yeni bir bakışla bakmamıza yönlendiriyor.
Inc.com en iyi şirketler listesini yayınladı. Özellikle kar etmekten çok anlam yaratma peşinde koşan şirketler listesine ve hikayelerine bakmak oldukça ilham verici.
📺 Ne izledim?
Sıcak Kafa dizisini izledim. Şu ana kadar dijital platformlarda uyarlanmış en iyi işimiz diyebilirim. Oyunculuklar, yaratılan atmosfer, hikayenin akışı ve sürprizler ile oldukça etkilendiğimi söyleyebilirim.
📕 Ne okuyorum?
Matt Haig'in "İnsanlar" kitabını okuyorum. ilginç bir bakış açısına sahip. Biz insanlara insanları anlatmak için hazırladığı bu roman eğlenceli ve ilgi çekici.
"Olasılıkta yaşıyorum." Emily Dickinson
🎧 Podcast önerileri
Bu hafta dinlediğim podcastler:
Dilozof ile Dünyaya Fırlatıldık podcast'inde Dilozof "Socrates: Düşünceler neden idama mahkum edildi?" bölümünü bir çırpıda dinledim. Socrates'in idama giden yolunu anlatım şeklini ve ele alışını beğendim.
Bunu Bir'az Açar Mısın? podcast'inde Büşra, "Yalnızlık bizi daha mı yaratıcı yapar?" sorusuna yanıt aradığı bölümü dinledim. Güzel bir beyin fırtınası oldu.
Stuff You Should Know podcast'nde "Goosebump" bölümünü dinledim. Neden tüylerimiz diken diken olur? Sorusuna yanıt için ilgi çekici geldi.
Haftanın düşünceleri
"Akıl hakim diye aptallık ortadan kalkmıyor." Alain de Botton, Gelecek Daha Güzel Günler Mi Getirecek? s.13
İnsanlar olarak hiç rasyonel değiliz. Mantığımızla nadiren hareket ediyoruz. Ancak hep akıl hakim olduğunda her birimiz mantıklarımızla hareket edeceği ve akıl kazanacak sanıyoruz. Oysa hiç de öyle olmuyor... Sen ne dersin?
--
"Bazen doğru kararı vermek, yanlış kararlardan uzaklaşmak ile olur." öyle değil mi? Yanlışları bırakmak doğruya bize yakınlaştırıyor.
5 Saniyen daha var mı?
5 saniyenizi daha ayırıp, bülteni Sosyal medya hesaplarınızdan paylaşabilir misin?
Bülteni Twitter'da paylaşmak için tıkla!
Arkadaşına göndermek için link: https://www.getrevue.co/profile/meraklistesi
Bülteni okuduğun ve daha fazla kişiye ulaşmama destek olduğun için teşekkür ederim. Merakla kalın!
Çağrı